Bankasüransı olmayanlar rekabette zorlanıyor

Bankasüransı olmayanlar rekabette zorlanıyor

Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) yüzde 25 devlet katkısıyla hızlı büyürken, hayat branşı ise bu yıl yerinde sayıyor. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, “Otomatik katılım BES’e yeni bir ivme kazandırır. Hayat tarafında da tek basma satılan ürünler öne çıkacak” diyor. Erkan, bankasürans ilişkisi olmayan şirketlerin rekabette zorlandığını söylüyor.

 Bireysel emeklilik ve sigortalan sektörü, kârsızlık sorununa rağmen büyümesini sürdürüyor. Dünya ortalamalarına göre düşük sigorta primi rakamlarıyla büyük potansiyel taşıyan sektöre yabancı sermayenin ilgisi devam ediyor. Bu yoğun rekabete rağmen Anadolu Hayat Emeklilik, BES tarafında prim üretiminde lider, hayat tarafında da ikinci durumda. Hem BES hem hayat tarafında sektörün beklentilerini Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan ile konuştuk. Hedeflerinin her alanda liderlik olduğunu söyleyen Erkan, sigortada bankasüransın önemine dikkat çekiyor ve banka bağlantılı olmayan şirketlerin işinin zor olduğunu kaydediyor. Ekonomist’ten Talip Yılmaz’a konuşan Uğur Erkan’ın Anadolu Hayat Emeklilik ile ilgili hedefleri ve sektöre yönelik değerlendirmeleri şöyle:

BİREYSEL KREDİ HACMİNDEKİ DARALMA, HAYAT SİGORTASI PRİM ÜRETİMİNİ DOĞRUDAN ETKİLİYOR

-Bireysel emeklilikte sektörün büyüklüğü ve sizin sektördeki konumunuz nedir?

-Bireysel emeklilik sektöründe, l6’sı doğrudan veya dolaylı uluslararası sermayeli, 19 şirket var. 2013’te devreye giren yüzde 25 devlet katkısının etkisiyle, 2012’de 915 bin olan yıllık katılımcı sayısı 2013’te 1,5 mil$ yon oldu. 20l4’te de benzer trend var. Toplam katılımcı sayısı 4,9 milyonu buldu, yıl sonunda 5 milyon olur. Sektördeki fon büyüklüğü ise 2,5 milyar TL devlet katkısıyla birlikte 34,6 milyar TL. Bu rakam da yıl sonunda 35 milyar TL’yi geçer. Biz, yüzde 25 devlet katkısıyla birlikte 6,8 milyar TL fon büyüklüğü ve yüzde 20 pazar payıyla sektörün en büyük oyuncusuyuz. Katılımcı sayısında 834 bin kişi ve yüzde 17 pazar payıyla ikinciyiz. Yıl sonunda fon büyüklüğümüzün 7 milyar TL’ye, katılımcı sayımızın da 850 bine ulaşacağını öngörüyoruz.

Hayat branşında sektörün büyüklüğü ve sizin payınız nedir?

Hayat branşı, bankaların bireysel krediler ve kredi kartlarıyla birlikte sunduğu risk ürünleriyle büyüyor. Bağımsız satılan hayat sigortası ürünlerinin satış oranı nispeten daha düşük. Hayat branşında eylül ayı verileri itibariyle sektörün prim üretimi rakamı 2,4 milyar TL. Geçen yıla göre yüzde 9 düşüş var. Çünkü prim üretiminin yüzde 80’den fazlasını bireysel kredilerle bağlantılı sunulan vefat sigortaları oluşturuyor. Bireysel kredi hacmindeki daralma, hayat sigortası prim üretimini doğrudan etkiliyor. Bireysel kredilerdeki artışa paralel olarak yıl sonuna kadar 2013 yılı prim seviyesi yakalanır. Hayat tarafında 18’i yabancı sermayeli 24 şirket var. Biz, dokuz ay itibariyle 257,5 milyon TL prim üretimi ve yüzde 11 Pazar payıyla ikinciyiz.

Sektördeki kârsızlık sorununa rağmen yabancı sermayeli şirketlerin ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Bu ilgi, sektörün büyüyeceğine ve karlı bir hale geleceğine olan beklentiyle ibaret ediyor. Kimse buraya zarar etmek üzere gelmez. Tüm parametrelere bakıldığında, devlet katkısı, otomatik katılım gibi çalışmalarla sektör daha kazançlı hale gelecek. Hayat sigortası tarafında Türkiye’de kişi başı prim üretimi 23 dolar, dünya ortalaması 366 dolar. AB ortalaması bin 6 dolar. Bireysel emeklilik, milli gelirin sadece yüzde 2’si kadar. Türkiye’nin büyüme eğilimi, nüfusu gibi faktörler de eklenince, bunlar. Türkiye’de büyük bir fırsat olduğunun göstergesi.

OTOMATİK KATILIM, BİZDE DE KATILIMCI TABANINI VE TASARRUF ORANINI CİDDİ ORANDA YÜKSELTECEKTİR

-Global şirketlerin gelişi sizin için rekabet anlamında dezavantaj yaratmaz mı?

-Hayat sigortası ve bireysel emeklilik sektörleri Türkiye’de bankasürans kanalıyla büyüyor. Güçlü bir bankacılık ağına sahip şirketler daha hızlı büyüme potansiyeline sahip. İş Bankasının bin 300’ü aşkın şubesi var. Bankasürans ilişkisini temin edememiş şirketlerin rekabette daha zor bir durumda oldukları söylenebilir. Biz Iş Bankası’nın gücünü arkamıza alarak pazarlama ve satış faaliyetlerimizi yürütüyoruz.

BES tarafında en önemli beklenti ‘otomatik katılım’. Siz burada ne bekliyorsunuz?

-Bu uygulama dünyada Yeni Zelanda’da, İngiltere’de, İtalya’da. Şili’de hayata geçirildi. Yurt dışı uygulamalarda katılımcıların yüzde 90’dan fazlasının sistemde kaldığı görüldü. Otomatik katılım, bizde de katılımcı tabanını ve tasarruf oranını ciddi oranda yükseltecektir. Konuyla ilgili pilot uygulamalar yapıldı. Dünyadaki uygulamalar ve pilot uygulamalardan çıkan sonuçlar değerlendiriliyor. Hazine Müsteşarlığı, bu konuda ülkemize en uygun yapıyı araştırmaya devam ediyor.

 

-Hayat branşında önümüzdeki dönemde hangi ürünler öne çıkar?

Önümüzdeki dönemde hayat branşının tek başına satılan ürünlere evrileceğini düşünüyoruz. BES’in hedef kitlesine girmeyen 18 yaş altındaki kişilere, hayat sigortası, eğitim sigortası gibi ürünler yenilenerek sunulabilir. Hayat sigortası vergi teşvikiyle yeniden gündeme taşınabilir. Kritik hastalık ürünleri var. 18-50 yaş hedef kitlesi için tasarlanmış önemli bir ürün. Kişi vefat ettiğinde para yakınlarına kalıyor. Tanımlı hastalıklarda teminatın yarısı, bazı ürünlerde teminatın tamamı, sigortalının kendisine hemen ödeniyor. Sağlık sigortasından farklı avantajları olan bir ürün. Önümüzdeki dönemde bu tarz farklı ihtiyaçlara yönelik ürünler, daha çok ön plana çıkacak.

YÜZDE 100 MUHAFAZAKAR FONLARDA OLMAK DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİL

-Portföyünüzde ne tip fonlar var?

-Sektörde 24 adet farklı fonumuzla en geniş portföye sahip şirketiz. Yatırımcıların risk algısına göre, risksizden riskliye doğru her grup için alternatif fonlar mevcut. Son dönemde altın fonu, altına dayalı menkul kıymet fonu, faizsiz fonlar ve standart fonlar olmak üzere yeni fonlar oluşturduk. Katılımcılarımız, risk algısına ve emeklilik süresine göre dilediği fonları tercih edebilir. Yaşı genç olanlar riski yüksek fonlara, emeklilik yaşı yaklaşanlar ise daha risksiz varlıklara geçiş yapmalı.

-BES katılımcıları nasıl bir fon tercihi stratejisi izlemeli?

 -Sektörde ortalama yaş 35. Bu da 56 yaşında emekli olunan sistemden 21 yıl sonra emekli olacaksınız demektir. Bu kadar uzun vadeli bir yatırım sürecinde, yüzde 100 muhafazakar fonlarda olmak doğru bir yaklaşım değil. Genç katılımcıların seçeneklerinde hisse senedi oranının fazla olması lazım. Ancak sektör fonlarında hisse oranı yüzde 12,5, bizim fonlarımızda ise yüzde 15,5 seviyesinde kalıyor.

UĞUR ERKAN’DAN BES’E İLİŞKİN 4 KRİTİK NOT

1:  BES’in milli gelire oranı yüzde 2. Benzer milli gelire sahip Hollanda’da bu oran yüzde 160. BES’te 10 yıl sonra katılımcı sayısının 15 milyona, fon büyüklüğünün 200 milyar TL’ye gelmesi, hatta bazı ayarlamalarla 400 milyar TL’ye çıkabilmesi öngörülüyor.

2: BES’te yıllık yüzde 9-10 civarında ayrılma oranı var. Yüzde 25 devlet katkısından sonra da bu oranda ciddi bir değişiklik olmadı. Katılımcıların ana hedefi en az 10 yıl sistemde kalıp 56 yaşını tamamlayarak, yüzde 25 devlet katkısının tamamını hak etmek olmalı.

3:BES’te, brüt asgari ücret tutarı kadar bir limitle yüzde 25 devlet katkısı avantajı var. Hayat sigortasında ise eskiden olduğu gibi ödenen primlerin vergiden indirilmesi mümkün. Geliri müsait olanlar için BES ve hayat sigortası ürünleri bir arada satın alınabilir.

4:Katılımcılar sisteme çoğunlukla sabit getirili ürünlerle giriyor. Sonrasında da  fonunu değiştirmiyor. Fon dağılım değişikliği yapma oranı sadece yüzde 3. İçerideki birikim büyüdükçe, katılımcılar, fonlarındaki getirileri daha çok takip etmeye başladı.