‘Damat BES’li mi?’

‘Damat BES’li mi?’

Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Yönetim Kurulu Başkanı ve Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, ”Bundan sonra damat adayı için ‘oğlunuzun bireysel emekliliği var mı- Varsa nasıl bir BES planı var-‘ şeklinde sorulabilir. Kız tarafına böyle bir tavsiyede bulunalım” dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Finans Masasına konuk olan Bostan, yeni Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) rakamlara bakıldığında ocak ve şubat ayının çok iyi bir fikir veremeyeceğini belirterek, ”Bu uzun dönemli bir yatırım sürecidir. Devlet katkısından, yeni düzenlemelerden, fon kesinti indirimlerinden ne amaçlanıyordu- Ona bakmak lazım. Geçen yılın Ocak ayında 29 bin kişi sisteme katılmıştı. Bu yıl Ocak ayına baktığımızda 115 bin kişilik bir katılım görüyoruz ki bu neredeyse 4 katlık bir artış anlamına geliyor. Tabii bundan şirket sisteminin de etkisi var” diye konuştu.
BES’in amacının katılımı tabana yaymak olduğunu ifade eden Bostan, şunları kaydetti:
”Özellikle düşük vergi dilimine giren kesimler ya da vergi teşvikinden faydalamayan kesimlerin sisteme tam girmediğinden ya da ilgi duymadığını görüyorduk. Ben bu konuda amacın hasıl olduğunu düşünüyorum. Bu senenin sonu itibariyle sistemin 20 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaşması bekleniyor. Kalımcı sayısının 500-600 bin civarında bir artışla sonuçlanacağını biliyorduk. Ben bu hedefin tutturulabileceğini hatta aşılabileceğini düşünüyorum. Şu anda vakıf ve sandıkların bünyesinde de ciddi bir fon var. Neredeyse şu andaki sistemin yüzde 50’sine yakın fon tutarı var. Onların da bir kısmının (sisteme) girebileceğini düşünecek olursak, bu sene sonu itibariyle 30 milyar liralık bir fon büyüklüğüne ulaşmak çok zor değil. Türkiye’de özellikle hane halkı kesiminin tasarruf oranı çok düşük bir oran. Bu Orta Vadeli Plan’da oranı yüzde 14’ün üzerine çıkarma hedefi var. Bu hedefler ulaşılabilir hedefler.”
Merkez Bankası’nın BES ile ilgili açıkladığını rapora işaret eden Bostan, ”Bu sistemin olduğu ülkelerde 5 ile 10 yıl aralığında baktığınız zaman sistemin özel kesimin tasarrufunu yüzde 1,5 oranında artırdığını görüyoruz. Bu anlamda olumlu etkisi olacağı kesin. Türkiye’deki sistem gönüllülük esasına dayanıyor. Zorunlu bir emeklilik sistemi değil, dolayısıyla bunun nereye varacağını tahmin etmek zor” diye konuştu.
     
”Türkiye’nin genç nüfusu BES için ideal”
    
Bostan, Türkiye’nin genç nüfusunun, BES için ideal bir nüfus yapısı olduğunu belirterek, ”Bu anlamda bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Bizim çalışan gençlerimizin, yeni bir işe girdiğinde bunu sorgulaması lazım. Bu sistemin büyümesi için kurumsal katılım çok önemli. Bir işe başvurulduğunda, ‘sizin şirketinizin kurumsal katılımda BES planı var mı-‘ şeklinde sorgulanması gerekiyor. Genç nüfusun olması çok önemli. Uzun dönemli bir yatırım olduğu için katılımcılar sisteme ne kadar erken girerse, yatırımları da o kadar büyüyecek ve emekliliklerinde bir o kadar daha rahat edeceklerdir” diye konuştu.
BES’in amacının, mevcut sosyal güvenlik sistemine bir alternatif olmadığını, orada bir tamamlama amaçlandığını ifade eden Bostan, ”İleri yıllarda oluşabilecek bir sorunun önlenmesi amaçlanmaktadır. Genç nüfus, tasarrufa eğilimi olmayan bir nüfustur. BES, küçük tasarruflarla bir kenara birikim yapmanızı sağlıyor. Genç nüfusa sahip olmamız bu anlamda bir avantaj” dedi.
     
”Damat BES’li mi”
    
”Evlenmeden önce damat adayının sigortalı olup olmadığına bakılıyor. Önümüzdeki süreçle ilgili olarak ‘damat BES’li mi-‘ diye sorulabilir mi-” şeklindeki bir soru üzerine Bostan, ”Bundan sonra kız tarafına böyle bir tavsiyede bulunalım. Damat adayı için ‘oğlunuzun bireysel emekliliği var mı- Varsa nasıl bir BES planı var-‘ şeklinde sorulabilir” esprisi yaptı.
”35-40 yaşın üstünde olanlar BES için geri planda mı kalıyor” sorusuna da Bostan, ”Geç kalınmış olduğunu düşünmüyorum. Sistemin yüzde 70’i 254 ile 44 yaş aralığında olduğunu görüyoruz. Zaten amaçlanan oydu. Sistemden emekli olma yaşı 56’dır. 10 yıl süre ile sistem içinde kalmış olmanız lazım. 40-45 hatta 50 yaş geç değil. Bir şekilde sistemin içine dahil olmakta fayda var. Devlet imkan sağladıktan sonra bunu kaçırmanın anlamı yok. Hatta sadece bireysel olarak değil, 18 yaşını aşmış bütün aile fertlerimizin sistemin içine almamız lazım” diye konuştu.
”BES’e ayda 100 lira yükleyen birisi 10 yıl sonra ne kadar bir birikim elde eder-” sorusu üzerine Bostan, ”Bu sonuçta fon ve yatırım işi. Önceden yatırılan rakamın sonunda çıkacak yatırımı hesaplamak çok güç. Çünkü bu ekonomik koşullara bağlı, finansal enstrümanların değerlenmesine bağlı bir konu. Dolayısıyla çok net bir şey söyleyemeyiz. Bugün itibariyle her ay 100 lira yatıran bir kişinin bundan 10 yıl sonra tahminen 20-25 bin lira birikimi olacaktır” dedi.
     
 AA Genel Müdürü Öztürk
 
AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, AA gündem toplantısından telekonferans ile AA Finans Masası canlı yayınına katıldı. Öztürk, AA’nın bu yılki önemli projelerinden birinin AA Finans Masası olduğunu anımsatarak, finansın önemli aktörlerini bu masaya davet ettiklerini kaydetti.
Bostan da AA’nın son 1-1,5 yıldaki performansını, değişim ve dönüşümünü, özellikle ekonomi alanındaki ilerlemeyi gördüklerini ifade ederek, AA Finans Masasına davet edilmiş olmaktan dolayı mutluluk duyduğunu söyledi.

Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Yönetim Kurulu Başkanı ve Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, BES’e kurumsal katılımın istedikleri düzeyde olmadığını belirterek, bu sistemin asıl itici gücünün kurumsal katılımlar olacağını söyledi.
Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası’na konuk olan Bostan, henüz netleşmese de şirketlerin yakında uzaktan satış yapabileceklerini söyledi.
İlerleyen dönemlerde uzaktan satış ile birlikte maliyet avantajının artacağını düşündüğünü aktaran Bostan, yine de bu senenin o anlamda belirsizliklerle dolu olduğunu, bir yandan komisyon tahsilatı azalırken, diğer taraftan müşteri girişlerinin artacağına yönelik bir beklenti olduğunu, 2013 yılının bir test yılı olacağını dile getirdi.
Eskiden BES’e girenler ile şimdi girenler arasında bir ayrım olmayacağını belirten Bostan, 2013 yılı itibariyle ödeme yapmaya başlayanların eskiden girmiş olsa da devlet katkısından faydalanabileceğini ifade etti.
Giriş aidatlarının şirketler arasında farklı olmayacağını vurgulayan Bostan, belki plan bazında farklı olabileceğini kaydetti.
Sistemdeki şirket sayısının artması hakkında görüşlerini aktaran Bostan, sözlerine şöyle devam etti:
”Sektörün geneli açısından söylersek bence çok iyi olur. Rekabet arttıkça, kalite de artar, hizmetin de kalitesi artar ve belki de fon performansı artacaktır önümüzdeki dönemde. Fon performansı bence çok önemli. Burada portföy şirketlerine çok önemli görevler düşüyor. Çünkü BES şirketleri önemli bir sistemi taşıyorlar. Katılımcılar karşısında sorumlulukları çok büyük. Portföy şirketleri de bu anlamda üzerlerine düşeni yapmalı. İnsan kaynaklarından teknolojiye kadar her anlamda yatırım yapmalılar. Ürün gamlarını sürekli gözden geçirmeli ve yenilikçi olmalılar.”
     
”BES tanıtımına rağmen Türkiye’de yeterince bilinmiyor”
    
Mehmet Bostan, BES’in tanıtımına rağmen Türkiye’de yeterince bilinmediğini belirterek, ”İstediğimiz düzeyde benimsenmiş değil. Bu biraz zaman alacak” dedi.
Uzun dönemde BES’ten acente denilen kesimlerin doğacağını ve büyüyeceğini aktaran Bostan, bunun önemli bir para kazanma ve istihdam oluşturma alanı olacağını dile getirdi.
Aracıların lisans sahibi olmak zorunda olduğunu anımsatan Bostan, bunun da belli bir nitelik ve belli bir kalite gerektirdiğini ifade etti. Lisanslı aracıların şirkete getirdiği bir maliyet olduğunu kaydeden Bostan, BES şirketlerinin buna katlandığını aktararak, ”Evet bu bir yüktür ama bence Türkiye’nin uzun dönemde faydası açısından katlanması gereken bir maliyet diye düşünüyorum” dedi.
BES’e kurumsal katılımın istedikleri düzeyde olmadığını kaydeden Bostan, bu sistemin asıl itici gücünün kurumsal katılımlar olacağını ifade etti.
Yeni düzenlemenin kurumların avantajını artırdığına değinen Bostan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Daha önce aylık ücretin yüzde 10’u kadar Kurumlar Vergisi’nin matrahından indirilirken şu anda bu arakam aylık olarak yüzde 15’e çıkarılmış durumda. Bunun da yıllık asgari ücret limiti var. Bu anlamda kurumlara bir avantaj getiriliyor. Henüz şu anda toplam fon tutarının yüzde 4’ü kadar bir kurumsal katılım olduğunu görüyoruz. Bunun artması için şirketler de çaba gösteriyor. Bence bilinçlenme arttıkça, kurumsal katılımın artacağını düşünüyorum. Kurumsal katılım 2 şeyi getirecek. Bir, kişi başına düşen katkı payını artıracak; ikincisi ise sürekliliği sağlayacak. Sistemin daha sağlıklı yapıya kavuşması için gelen kişilerin düzenli ödeme yapması ve çıkmaması gerekiyor.”
     
”BES’teki hak edişler henüz sorgulanmıyor”
    
Bostan, BES’in diğer ülkelerdeki gibi Türkiye’de de zorunlu olmasına ilişkin bir bilgisinin olmadığını, ama olmasının faydalı olabileceğini söyledi.
Türkiye’nin tasarruf yatırım açığını kapatması gerektiğini vurgulayan Bostan, her ne kadar cari açık oranlarında çok ciddi iyileşme olsa da, bunun sürdürülebilir olması için ilerleyen yıllarda BES’in zorunlu olmasının konuşulabileceğini, ama şu an gündemde böyle bir şeyin olmadığını ifade etti.
Sektörün fon büyüklüğünün geçen yıl yüzde 42’lik bir büyüme kaydettiği bilgisini veren Bostan, gelen devlet katkısının sektörün büyümesine çok ciddi katkı sağlayacağını dile getirdi.
Sisteme girişlerin artacağının altını çizen Bostan, Türkiye’nin 3 milyon Almanya’da, 1 milyon Amerika’da, toplam Avrupa’da 5 milyon vatandaşı olduğunu anımsatarak, ”Sistem bunlara da açık. TC vatandaşı olmak bu sisteme girmek için yeterli” dedi.
Sektörde bazı şirketlerin birleşebileceğini ve yenilerinin girebileceği bilgisini veren Bostan,”Sektörde konsolidasyon olabilir. Gelişler de olabilir. Zira lisans başvurularının olduğunu biliyoruz. Yeni katılımlar mutlaka olacaktır” şeklinde konuştu.
BES’teki fon büyüklüğü arttıkça bunun sermaye piyasalarına olumlu etkisi olacağının altını çizen Bostan, bundan da Türkiye’deki herkesin faydalanacağını söyledi.
BES’teki devlet katkısının ödenmesi ile ilgili Hazine Müsteşarlığı’nın bir çalışma yaptığını ve ödemelerin en geç nisan ayında yapılacağını beklediklerini ifade eden Bostan, sözlerine şöyle devam etti:
”BES’teki hak edişler henüz sorgulanmıyor. Fiziki olarak hesaplara geçince, bunlar da fonlara yönlendirilecek. O aşamadan sonra katılımcılar görecek. Bu şu demek; hak edişler başladı, hepimize yatırdığımız aylık katkı payı üzerinden devlet katkısı hakkımız geçerli. Bunun ödenmesi sadece an meselesi. Bununla ilgili çalışma devam ediyor. Hatta bu hızlı bile oldu. Çünkü çok büyük bir değişiklik yapıyorsunuz. Bu fonun kurulması var, planların hazırlanması var. Operasyonel, satış tarafı var. Bunun, bizi beklentimiz, sektörün beklentisi nisan ayında başlaması.”
BES’i faiz içerdiği için tercih etmeyen tüketicilere yönelik de alternatiflerin olduğu bilgisini veren Bostan, fon işletim giderlerine ilişkin ise şunları söyledi:
”Zaten düştü. Önce şu tespiti yapmamız lazım. Merkez Bankası çok kapsamlı ve şık bir rapor olmuş. Ama orada bir karşılaştırma sıkıntısı var. Karşılaştırılan ülkeler zorunlu bireysel emekliliğin olduğu ülkeler. Bize böyle bir zorunluluk yok gönüllülük esasına dayanıyor. Raporun yazıldığı sırada henüz fon kesintileriyle ilgili düzenleme yapılmamıştı. Yeni durumu bu rapor dikkate almıyor. Yeni durum tabii ki katılımcı açısından çok büyük bir avantaj getiriyor. Her şeyden önce yıllık ödenen katkı paylarından alınan yönetim gideri 3’te 2 oranında azaltıldı. Fon işletim giderleri ise yüzde 3,65’ten yüzde 1,5-2’lere kadar düşürüldü. Bizim sistemimiz 2003 yılında başlamış bir sistem. Burada diğer ülkelerdeki ölçeğin avantajı bizde yok. Her şeyden önce devletin bu oranları aşağı çekmesi müthiş oldu. Sistem için de uzun dönem için iyi oldu. Eğer fon varlıkları daha çok büyürse şirketlerin sistemi girmesiyle beraber ciddi rekabet olarak ve faydalarını katılımcılar görecek.”