Kriz kâhini ekonomik gidişatı 6 soruda anlattı

Kriz kâhini ekonomik gidişatı 6 soruda anlattı

2008’de ABD’de başlayan finansal krizi iki yıl önceden öngören ve “kriz kâhini” olarak anılan Nouriel Roubini, The Guardian’da kaleme aldığı yazıda dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu riskleri değerlendirdi.

Geleceğe dönük küresel mali ve ekonomik görünümün son aylarda hızla bozulduğunu belirten Roubini gidişatı 6 soru etrafında inceledi.

1-) ENFLASYON ARTIŞI GEÇİCİ Mİ, KALICI MI?

Ünlü ekonomiste göre ilk soru, çoğu gelişmiş ekonomide enflasyondaki artışın geçici mi yoksa kalıcı mı olacağı meselesi. Geçen yıl alevlenen tartışmaya ilişkin Roubini, enflasyonun kalıcı olacağını savunanların tartışmadan galip ayrıldığını söyledi.

ABD’li ekonomist, çoğu mali otoriteyi ve merkez bankasını içeren, enflasyonun geçici olduğunun savunanların yenilgiyi kabul etmesi gerektiğini ifade etti.

2-) ENFLASYONU TALEP Mİ, ARZ MI YARATIYOR?

İkinci soruysa enflasyondaki artışın toplam talepteki aşırı artıştan mı yoksa stagflasyonist negatif toplam arz şokundan mı kaynaklandığı problemi. Roubini’ye göre talep ve arz faktörleri bir aradayken artık arz faktörlerinin giderek daha belirleyici bir rol oynadığı yaygın olarak kabul edilmekte.

Ünlü ekonomist, bu noktanın önemli olduğunu çünkü arza dayalı enflasyonun stagflasyonist bir karaktere sahip olduğu belirtti. Roubini’ye göre para politikası sıkılaştırıldığında sert iniş riskini artar.

3-) İNİŞ SERT Mİ YOKSA YUMUŞAK MI OLACAK?

Söz konusu tartışma bizi doğrudan üçüncü soruya götürüyor: ABD Merkez Bankası (Fed) ve diğer büyük merkez bankalarının para politikasını sıkılaştırması sert mi yoksa yumuşak bir iniş mi getirecek?

Roubini, yakın zamana kadar çoğu merkez bankası ve Wall Street’in önemli bir kısmının yumuşak iniş yaşanacağını savunduğunu ancak son dönemdeki gelişmelerin durumu tersine çevirdiğini yazdı. Ünlü ekonomiste göre, Fed Başkanı Jerome Powell’ın da resesyonun mümkün olduğunu ve yumuşak bir inişin “çok zorlayıcı” olacağını kabul etmesiyle fikir birliği hızla değişti.

“Kriz kâhini” ayrıca New York Fed’in kullandığı modelin sert iniş olasılığının yüksek olduğunu gösterdiğini ve İngiltere Merkez Bankası’nın da benzer görüşler dile getirdiğini söyledi. Roubini, ABD ve Avrupa’da ileriye dönük ekonomik faaliyet, iş ve tüketici güveni göstergelerinin keskin bir şekilde aşağı doğru ilerlediğini vurguladı.

4-) ŞAHİN POLİTİKALAR ZAYIFLAYACAK MI?

Muhtemel küresel krize yönelik dördüncü soruysa sert bir inişin merkez bankalarının enflasyon konusundaki şahin kararlılığını zayıflatıp zayıflatmayacağı meselesi. 64 yaşındaki Roubini, sert bir iniş olası hale geldiğinde merkez bankalarının politika sıkılaştırmalarını durdurmasıyla enflasyonda kalıcı bir artış ve ekonomide aşırı ısınma beklenebileceğini söyledi. Ünlü ekonomist, talep ya da arz şoklarının baskınlığına bağlı olarak stagflasyon yaşanabileceğini ifade etti.

Roubini yazısında, “Çoğu piyasa analisti merkez bankalarının şahin kalacağını düşünüyor gibi görünüyor ama ben o kadar emin değilim” diye yazdı. “Kriz kâhini”, sert bir iniş yaklaştığında politika yapıcıların sonunda pes edeceğini ve daha yüksek enflasyonu, ardından stagflasyonu, kabul edeceğini söyledi. Roubini’ye göre durgunluk ve borç krizinin vereceği zarar endişe yaratıyor.

5-) DURGUNLUK KISA MI YOKSA UZUN MU OLACAK?

Ünlü ekonomiste göre beşinci önemli soru yaklaşan durgunluğun hafif ve kısa ömürlü mü yoksa şiddetli ve derin mi olacağı problemi. Roubini, sert iniş ihtimalini geç ve isteksizce kabul edenlerin çoğunun hâlâ herhangi bir durgunluğun kısa süreceğini iddia ettiğini belirtti. Ancak Amerikalı ekonomiste göre bu görüş tehlikeli derecede naif.

Roubini’ye göre bir sonraki resesyonun şiddetli bir stagflasyonist borç kriziyle gerçekleşeceğine inanmak için yeterli nedenler mevcut. Ünlü ekonomist özel ve kamu borcu seviyelerinin küresel GSYİH içindeki payının geçmişe kıyasla bugün çok daha yüksek olduğunu söyledi. 1999’da yüzde 200 olan bu oran şu an yüzde 350’ye çıkmış durumda.

Ünlü ekonomist söz konusu koşulların ekonomideki tüm aktörler için ciddi bir iflas ve temerrüt riski yarattığını ifade ediyor.

Roubini, “Bir sonraki kriz öncekiler gibi olmayacak. 1970’lerde stagflasyon yaşadık ama borç seviyeleri düşük olduğu için büyük borç krizleri olmadı. 2008’den sonra bir borç krizi yaşadık ardından kredi sıkışıklığı negatif talep şoku yarattığı için düşük enflasyon geldi. Bugün çok daha yüksek borç seviyeleri bağlamında arz şoklarıyla karşı karşıyayız. Bu, 1970’ler tarzı stagflasyon ile 2008 tarzı borç krizlerinin bir kombinasyonuna, yani stagflasyonist bir borç krizine doğru gittiğimizi ima ediyor” diye yazdı.

Amerikalı ekonomist ayrıca, mali genişleme alanının bu sefer daha sınırlı olduğunu, mali mühimmatın çoğunun kullanıldığını ve kamu borçlarının sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Roubini’ye göre günümüzün yüksek enflasyonu küresel bir fenomen olduğundan çoğu merkez bankası aynı anda sıkılaşıyor ve bu nedenle senkronize bir küresel durgunluk olasılığı artıyor.

6-) PİYASALARDAKİ DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK Mİ?

Ünlü ekonomiste göre son soruysa şu: Hisse senedi piyasaları fiyatların düşme eğiliminde olduğu koşulları atlatabilecek mi yoksa daha da mı düşecek?

Roubini, büyük olasılıkla düşüşün devam edeceğini belirtti. Amerikalı ekonomist bir sonraki resesyon stagflasyonist olacağından ve beraberinde bir finansal kriz geleceğinden hisse senedi piyasalarındaki çöküşün yüzde 50’ye yakın olabileceğini ifade etti.

“Kriz kâhini”, “İşler iyiye gitmeden önce çok daha kötü olacak” dedi.